21 Kasım 2010 Pazar

Tek Derdiniz Türban mı? Ne Mutlu Size...

Bakıyorum hem dipnot.tv'de hem de Türkiye genelinde bir türban tartışmasıdır almış gidiyor. Şaşırmıyorum. Bizde sürekli "Şunlar geliyor, bunlar geliyor!" diyerek halkı uyutup el altından gündeme hiç düşmeden bir çok konuyu örtbas etmek bu ülkenin eski adetlerindendir..
Geriye dönük bir düşünelim şimdi...

Bu ülkede yıllarca "Komunistler geliyor!"  diye insanlar korkutulup, fişlenmedi mi? Kardeş kardeşi vurur hale getirilmedi mi? Ne oldu sonra? "Bizim çocuklar*" yaptı darbeyi geçti başa. "Komunizm"e karşı yedekte tutulan yedekte tutulan "muhafazakar" kesim el altından güzel güzel beslenmeye başladı. Geldi mi komunizm? Hayır.

1984 yılında sözüm ona "Kürtlerin sorunlarına çözüm bulmak" için PKK illeti bu ülkede 40.000 kanımızın, canımızın günahına girmedi mi? Bu ülkede Kürt kökenli bir vatandaş Cumhurbaşkanı olabilir mi? Oldu*. Kürt kökenli bakan var mı? Var. Müsteşar var mı? Var. Herhangi bir memurluğa girerken Kürt kökenli olmak sorun yaratır mı? Hayır. Kürt kökenli subay/astsubay var mı? Dolu.  Ticarette isteyen Kürt kökenli vatandaş istediği şirketi açıp yönetebiliyor mu? Yönetebiliyor. Turizm sektörünün, tekstilin, restotan bar işletmeciliğinin neredeyse tekeli haline geldiler mi? Geldiler. Şimdi soruyorum diyelim ki bir grup bir ülkede eziliyor, bunları nasıl elde edebiliyorlar? Cevap basit. Yıllarca terör örgütü, olmayan bir baskının üzerinden eylemlerine zemin ve dayanak kazandırma çabası içerisindeyken bölgede çok şiddetli çarpışmalar yaşanmış, ülkenin eğitim ve gelir düzeyi nispeten düşük bu bölgesindeki kandırılan gençler, yaşlılar örgüte yardım ve yataklık yapmış, köyler boşaltılmış, devlet sert önlemler almak zorunda kalmış, acılar yaşanmış...Şimdi PKK'ya en çok destek veren siyasiler bile "Silahlı mücadele devri kapanmıştır" diyor. Çünkü zaten şişirme bir nedendi, 30 yılımıza ve 40.000 canımıza mal oldu. Artık rolünü tamamladı. Yıllarca "Türkiye bölünecek" çığırtkanlıklarıyla bizi korkutanlar, köşelerinden birçok zaman ve emeğimizin "bir hiç" uğruna yokulup gitmesini kıskıs gülerek izlediler.



Şimdi yemeyi içmeyi bıraktık, türbanla yatıp türbanla kalkar olduk. Zamanında "komunizm geliyor" diye "bizim çocukları" kullananlar, şimdi saf değiştirip başkalarını "bizim çocuklar" yaptılar. Eski "bizim çocuklar" bunu kavrayana kadar "Şeriat geliyor, koruyucusu ben olacağım" diye tuzağa düşünce, yeni "bizim çocukların dış destekli, ince hesaplı" planlarına engel olamayıp, halkın gözünde sürekli "bağrından çıktıklarını savundukları" halka uzak, elitist bir tablo çizmeye başlayınca ülkenin "gözde kurumu" olmaktan aşağıya doğru hızlı bir geçişe geçtiler. Yani avcıyken av oldular. Bu arada şimdinin "bizim çocuklarına" bir ufak hatırlatma; Eski "bizim çocukların" başına gelenlere iyi bakınız, 30 yıl sonra da siz orada olacaksınız.

Ben şahsen bunun da "şişirme bir sorun" olduğunu bildiğimden artık eskisi kadar dert etmiyorum. Bundan 20 yıl önce bir insanın Kürt olması, veya türbanlı olması hiçbirimiz için birşey ifade etmiyordu. Hala da etmemeli. İnsanları "ötekileştiren" bir oyunun pençesindeyiz. Nice Kürt var benden 10 kat vatansever. Nice türbanlı var benden 10 kat ilerici. Tam tersleri de var tabi. Ama bu bize insanları bir kalıba sokma hakkı vermemeli...
Bugün bize topla tüfekle saldırsalar bütün siyasi görüşlerimizden arınıp kanımızın son damlasına kadar ülkemizi savunacak bir toplumuz ama aynı beceriyi ne yazık ki "el altından fitne fesat sokma" saldırılarında beceremiyoruz. Çünkü biz hep böyleydik. Orta Asya'daki Çin taktiklerini, Osmanlı'daki Bizans ve Rus oyunlarını düşünün, biz hep içten parçalandık.

İşte bu yüzden diyorum ki bırakın size yaratılan suni gündemlerin peşinden koşmayı. Türban takmak veya takmamak bu kadar ülke gündemini meşgul etmemeli. Gelin ülke gerçeklerine dönelim.

*Asgari ücret 599 lira.

*4 Kişilik bir ailenin Açlık Sınırı 908,21 lira


*4 Kişilik bir ailenin Yoksulluk Sınırı 2480,46 lira.


Şimdi aşağıdaki sorulara içimizden bir cevap verelim;

-Kaçınızın evine aylık adam başına 900 lira giriyor?

-Kaçınız ekonomik olarak ay sonunu hiçbir sıkıntı yaşamadan getirebiliyorsunuz?

-Kaçınız evladına gönlünden geçen okul kıyafetini, çantasını, defterini kitabını alabiliyor?

-Alt gelir düzeyindeki bir Alman, ailesini toplayıp çok rahat Türkiyede 10/15 gün tatilini yapabiliyor. Kaçınız bırakın bu sene, ömrü boyunca bir kere olsun yurt dışını gördünüz veya ileride görebileceksiniz?

-Bırakın yurt dışını, kaçınız cennet ülkemizde yaz aylarında tatil yapabiliyorsunuz?

-Bırakın tatili, kaçınız İstanbul'da Boğaz kenarına inip bir stres atabiliyor?

-Ülkemizin 3 tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen deniz filomuz küçücük, hala tırla mal yolluyoruz. Buna kafan yoran var mı?

-Petrol üretmeyen ve dünyanın en pahalı benzin/mazot fiyatlarına sahip ülke olmamıza rağmen hala otoyollara, otobüs ve tırlara yönlendiriliyoruz. "Neden demiryolunu Avrupalılar gibi kullanmıyoruz?" diye hiç düşündünüz mü?

-Belki kendi cahillikleri ama hala çoğu Amerikalı ve hatta bazı Avrupalılar Türkiye'nin "Develerle gezilen, Arap kökenli bir çöl ülkesi" olduğunu düşünüyor. Neden yurt dışındaki imajımız bu kadar yetersiz ve kötü?

-Neden hala milli bir otomobil markamız, bir uçak fabrikamız yok?

-Neden azıcık kafası çalışan aydınlarımızı başta ABD olmak üzere yabancı ülkeler havada kaparken, biz çoğu konuda AR-GE çalışması sıfır, bir "montaj" ülkesi olmaktan öteye gidemiyoruz?

-Yer altı kaynakları bu kadar zengin, güneşi, rüzgarı bu kadar bol olup da bizim kadar pahalı enerji üreten ve kullanan bir ülke daha var mıdır?

-Gerek sağ gerek sol görüşlü siyasilerimiz ne zaman kendileri için değil de bizim için orada olduklarının farkına varacaklar?

-Neden yıllardır en güzide kurumlarımız 1-2 yıllık cirolarına, hem de yabancı şirketlere peşkeş çekiliyor? Büyük ülkelere bir göz atın bakın bakalım onlarda da öyle mi?

-Neden "oğlum senden adam olmaz git bari asker ol" denilen ABD'nin ordusu tüm dünyayı fethedebiliyorken, ülkesinin en seçkin gençlerini alıp 8-10 yıl eğiten Türk Silahlı Kuvvetleri bazı olaylarda bu kadar çaresiz kalıyor?

İnanın bu soruları sayfalarca uzatmak mümkün. Bu ülkeyi biraz daha ileri götürmek istiyorsak bizim kafa yormamız gereken konular bunlar olmalıdır. Tabi bunların hepsini halletik de tek derdimiz türban kaldıysa ne mutlu bize...

NOTLAR:
Bu yazıyı ilk olarak 07 Kasım 2010'da BURADA yayınladım.

*"Bizim çocuklar" kavramını bilmiyorsanız BURADA

*Kürt Cumhurbaşkanı mevzuu : BURADA

Tablolar ve ekonomik rakamlar http://www.bembirsen.org.tr/haberdetay.php?fide=1964 adresinden alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder