7 Eylül 2011 Çarşamba

Bir Kap Su Olsa Ne Yazar?

Uzun bir aradan sonra hepinize tekrar merhaba. Artık aklı ve vicdanı hür bir Türk genci olarak tekrar karşınızdayım:) 

Konu hayvanlar ve yaz olduğunda hemen akla ilk gelen şeylerden birisi değişik kişiler ve kurumlar tarafından düzenlenen "Kapınıza bir tas su da siz koyun!" kampanyaları oluyor.


İlk başta bu cümleyi, bu kampanyayı çok önemsemeyebilirsiniz. "Ben koymasam ne olur, nasıl olsa bir koyan çıkar!" diye işin kolayına da kaçabilirsiniz. Ama ben size koyarsanız yaklaşık 5 dakika içinde neler olacağını hemen anlatayım. Neler olacağını anlatmak için ilk başta size beslediğimiz köpekten bahsetmem gerekiyor. Son birkaç aydır Foça'da oldukça tatlı bir Kangal yavrusuna bakıyorduk. 


Şuan elimde bizim Kaçak'ın kendi resmi olmadığından dış görüntüsü ona oldukça benzeyen başka bir asil köpeğin fotoğrafını ekledim. Türkiye'nin bence en büyük miraslarından birisi olan Kangal köpekleri bildiğiniz üzere daha ziyade soğuk hatta karlı olan iklimleri sevmekte. İşte biz de İzmir'in kavurucu sıcakların köpeğimiz kavrulmasın diye sık sık suyunu değiştiriyorduk. Hatta buzlukta pet şişeleri dondurarak ve sonra plastiklerini kesip atarak suyuna buz atıyorduk. Ama ne yaparsak yapalım köpek yeterli rahatlığı sağlayamıyor, gündüzleri adeta sıcakla savaş veriyor, bulduğu gölgelere sığınıyor, patileriyle burnunu kapatarak adeta içinde bulunduğu sıkıntının sessiz çığlığını atıyordu.


Bir gün Kaçak'ın suyunu içtikten sonra kalanını patisiyle devirip dökmeye ve ıslanan yere yatmaya başladığını fark ettim. Sonra ıslattığı yeri kazarak iyice derinleştirdi. Benim bir avuç suyun neler yapabileceğini görmem de işte bu derinleştirme operasyonundan sonra başladı. Çünkü artık onun kazdığı çukuru suyla dolduruyorduk. Ve Kaçak çukurdan ne zaman kalksa, etrafta aklınıza gelebilecek bütün hayvanların birer birer bu su kaynağına yanaşmaya başladığını fark etmem çok zaman almadı. 


Koca kangal köpeği oldukça yakında olmasına rağmen suyun başına o ürkek bakışlarıyla bir kumru indi. Oldukça bitkin görünüyordu. Ama su yaptığı ilk hamleyle oldukça uzun süre kana kana su içmeye başladı. Devamında az önceki ürkek, bitik kuş adeta tekrar canlandı. Onun suyu içmeye başladığını gören başka bir kumru daha hemen su kenarına indi. Sonra serçeler geldiler. 6-7 tane serçenin kumruların su içtiğini fark etmesiyle suyun başına inmeleri bir oldu. Onları arılar izledi. Arılar suyun etrafında adeta dans ediyorlardı. Bir anda suyun başı yazın kavurucu sıcağında bunalmış ne kadar hayvan varsa onlarla dolmaya başladı. 



Arıları yuvalarına yapıştıracakları sarı uzun otları ıslatmaya gelen kırlangıçlar izledi. Sadece bir kaç metre ötelerinde bir kangal köpeği onlara bakıyor olmasına rağmen, bir çok hayvan "canları pahasına" bu küçük su birikintisinden mümkün olduğunca fazla suyu içmenin derdindeydi. Yaşadıkları susuzluk suyun başına geldikleri anda her hallerinden belli oluyordu. Bir süredir uzaktan Kaçak'ı kesen sarı kedi sonunda dayanamadı ve o da hızlı ve ürkek adımlarla suya doğru hamlesini yaptı. Normalde onu gördüğü anda çıldıran   Kaçak gözlerinin içine bakıyor olmasına rağmen yerinden bile kalkmadı ve adeta sarı kedinin su içmesine izin verdi. Kedi yaklaşırken uçuşan kuşlar zaten yeterince su içmişlerdi. "Su gittiği yere bereket ve canlılık götürür." derlerdi, bir dakika önce boş olan çukur içine dolan bir kap sudan sonra adeta çölde bir vahaya dönmüştü.


Normalde yaz sıcağında bunalmış hayvanların size yukarıdaki gibi şakalar yapacak mecalleri olmaz. Yaşadıkları uzun susuzluklar nedeniyle oldukça bitkin görünürler. Ondan özellikle yaz günleri yüzünüze acıklı acıklı bakan bir kedi, bir köpek veya umutsuzca gezinen bir kumru görürseniz, onların buzdolaplarından buz gibi bir bardak suyu çıkarıp kana kana içemeyeceklerini, hatta sizden su bile istemeyeceklerini hatırlayın! Ve erinmeyin, her sabah evinizden çıkarken onlara bir tas suyu çok görmeyin; unutmayın hayvanlar ne olursa olsun bir miktar yemek bulabilirler, ama her zaman bir tas temiz su bulamazlar. Ve az yiyen bir hayvan olsa olsa zayıf olur, su içemeyen bir hayvan ise oldukça kısa sürede ölür. 


Sizlerin bir kap suyu hayvanlardan esirgemediğinize emin olsam da belki bunu yapmayan arkadaşlarınızla  bu yazıyı paylaşır da onlara da bu sevimli canlıların yaşama hakları olduğunu hatırlatmak istersiniz diye bu yazıyı yazdım. :)