18 Kasım 2011 Cuma

Uçmak...

Merhaba,
Bugün sosyal medya veya bilgilendirme amaçlı bir yazı yazmayacağım. Bugün yıllardır içimde yanan bir ateş, bir hayal ve bir hayal kırıklığı hakkında yazacağım, uçmak...Bu yazı tahminen okumak istemeyeceğiniz kadar uzun ve kişisel, ondan baştan uyarmak isterim...

Bu şarkı eşliğinde okunabilir diye düşünüyorum...


Ufaklığımdan beri uçmak hep ilgimi çeker. Ne zaman bir kuş, uçak, helikopter görsem kitlenmiş gibi bakakalırım. İlkokul başlarında yaşıtlarım evcilik derdindeyken, öğretmen ne anlatmak istersin dediğinde "Okyanusa uçak düşmüş öğretmenim." dediğimdeki şaşkınlığını hala unutamam...

Babamın tayini Kıbrıs'a çıktığında deniz yoluyla o zaman gitmek çok çileli olduğundan, Lefkoşa'ya uçakla gitmiştik. Sonra da bütün izinlere ve geri Türkiye'ye tayinimiz çıkancaya kadar bütün yolculuklara uçakla gittik, 6 yaşımda başlayan bu sevda hala benimledir. Ne kadar hoşuma giderdi havaalanları, pilotlar, yer ekibinin o koşturmacası, hosteslerin kibar tavırları...

Sonra 9 yaşında Diyarbakır'a tayinimiz çıktı, 1993 yılı terörün ülkemizde en kötü olduğu yıllardı. Lojmanlardaki evimiz en köşe apartmandı ve direkt olarak Jandarma Hava Grup'un helikopter pistine bakardı. O zaman orası o kadar aktif bir pistti ki helikopter faaliyeti neredeyse hiç durmazdı. Sürekli helikopterler kalkar, göreve gider, bir çoğu adam alıp bırakırken delik deşik olur, gelince bantla yamanır, ikmali yapılır geri giderlerdi. Bugün Vietnam filmlerine bakıp helikopter pilotlarına özenen gençlerimiz, ne kadar kahraman pilotlara sahip olduklarını aslında pek bilmezler... 



Bu Hava Grup Komutanlığı'nın arka tarafında ufak bir yüzme havuzu vardır. Diyarbakır'ın kavurucu sıcağında personel aileleri ve çocukları yararlansın diye yapılmıştır. İşte 9-10 yaşlarında bir çocukken ben oraya gittiğimizde havuzdan kaçar, helikopterlerin olduğu hangarlara giderdim. Bir Sikorsky kokpitine oturur, ne kadar çok düğme olduğuna şaşırırdım. Aklımdan "Bu pilotlar çok zeki insanlar olmalı, bu kadar çok düğmenin, kolun arasında bu koca aleti nasıl uçuruyorlar acaba?" diye geçirirdim. Hiç bir düğmeyi kurcalamadığımı bildiklerinden ve babamı da tanıdıklarından teknisyenler bana kızmazdı, belki de içlerinden küçücük aklımda içimdeki bu hevese gülerlerdi. O zamanlarda Black Hawk'lar şimdiki gibi glass cockpit değildi, aynen hayatımın en çok izlediğim ve en beğendiğim filmi olan Black Hawk Down'daki gibi mauel göstergeleri vardı. Bölge çok aktif olduğundan o zamanın Jandarma pilotları oldukça yüksek uçuş becerisine sahipti. Bazen acil yaralı getirenler o kadar hızlı gelir, o kadar hızlı inerlerdi ki yeteneklerini bilmeyen birisi gördüğünde "Allaahh helikopter düşüyor!" derdi. 


Bazen de Hava Lojmanları'na halı saha maçına giderdik. Oradaki halı saha F-16'ın kalkış yaptığı pistin tam yanındaydı. Herkes maç derdindeyken ben adeta gökleri inleterek kalkan F-16'lara bakakalırdım. Sonra İzmir'e tayinimiz çıktı. Tam orta 3'e geçmişken İzmir'e geldik ve sınavlara girip Maltepe Askeri Lisesi'ni kazandım. İlk şoku orada yaşadık, tarihte ilk defa Havacı olacaklar için Lise 3'ün sonuna kadar beklenmedi ve "kura" çekildi. Bir çok arkadaşım gibi ben de karacı olarak kalınca pilotluk hayallerimiz başlamadan bitti mi diye düşünmeye başladık.



Sonra Kara Harp Okulu geldi. Sınıflar 2. sınıfın sonunda açıklanırdı. Yine bir ilk olarak bize "Sizinki 3. sınıfın sonunda açıklanacak!" dendi. Siz istediğiniz 5 sınıfı tercih ediyorsunuz, sonra Kuvvet'te sizin hangi sınıf olacağınızı belirliyorlar. Kara Havacı olabilmek içinse ekstra olarak "Pilot olur" sağlık raporu almanız ve çeşitli sınavlara girmeniz gerekiyor. Ve ben pilotluğa ulaşmakta önümde kalan tek yol olan Kara Havacılık için bütün çabamı gösterdim. Sağlık raporunu aldım, pilot seçme sınavında başarı gösterdim, İngilizcem de iyiydi ve sene sonunda beklediğim şey oldu, artık Kara Havacıydım!


Kara Havacılık'ta iki çeşit pilot yetişir, helikopter ve uçak pilotu. Ben çoğu kişinin tersine helikopter pilotluğunu yani döner kanat kursunu daha çok istiyordum. Sabit kanat kursu nispeten daha kolay bitirilebildiği için kurada herkes sabit çekmek için uğraşırken, biz iki can dost içimizden "Allah'ım ne olur döner kanat olsun!" diye dua ediyorduk. Neticede ikimiz de isteğimize kavuştuk ve dönerkanat çektik. Sonra da hoca kuraları çekildi. Orada da nispeten "iyi" denebilecek hocalara denk geldik. Yani en azından öyle sandık. Kurs başlarında o kadar keyfim yerindeydi ki, hayallerime adım adım yaklaşıyordum. Zaten Harp Okulu yıllarında Youtube'daki bütün helikopter videolarını izlemiş, bir çok havacılık forumuna üye olmuş olduğumdan arkadaşlarım beni pilotluğuma banko gözüyle bakıyordu. Bu arada ben kurada çıkan kağıtları hala cüzdanımda saklarım, şuan pilot olmuş bir çok arkadaşımın bile attığına eminim. 


Kurs devam edebileceğiniz en zor kurslardan bir tanesi hatta birincisidir. Çünkü aynı zamanda hem deliler gibi ders çalışıp, hem de uçuşta başarı göstermeniz gerekir. Bazı sınavların geçiş notu 100'dür, 99 alsanız kurstan ilişiğiniz kesilir. Göstergeler masalara yapıştırıldı, hayali uçuşlar, deli gibi ders çalışmalar eşliğinde günler geçiyordu ki bir terslik oldu. Benim kurada çektiğim hocanın kendisine başka bir kurs çıkınca biz ortada kaldık. Bizi gayri resmi olarak o gün kim boşsa onla uçurmaya başladılar. Şimdi huysuz çocuklar gibi ağlamayacağım, gerçekten pişmiş tavuğun başına gelmeyecek onlarca olay peş peşe yaşandı ve bütün çabalarıma karşın, kesinlikle haksız bir yere kurstan elendim. Hayatım alt üst olmuştu, 10 yaşında Sikorsky koltuklarında hayal kuran o çocuk, hayaline bir adım kala yıkılmıştı. 2007 devresinin Kara Havacılık kursunda başına gelen olaylar tamamen bir tartışma konusudur ve devamında kıtadan adam çağırılması yanlış yapıldığının çok açık bir ispatıdır. Ama burada bu konuların ayrıntısına girmeyeceğim. 


Kara Havacılık'tan elenince istediğiniz sınıfa geçemezsiniz. O iş de kura ile olur ve bana torbanın sonuna denk gelmem(!) nedeniyle 2 Piyade 1 Tank kinder sürprizi içinden Piyade geldi ve hiç istemediğim bir sınıfa yeniden sınıflandırıldım. Herhalde hayatımın en acıklı, en boktan günlerini sorsalar, elendiğim bu günleri seçerdim. Resmen o yaşıma kadar kurduğum hayaller, bir hiç uğruna, tamamen sistemin saçma işleyişi ve adaletsiz tavırları yüzünden bir anda yok olup gitti...En sevdiğim dostlarımın ilk yalnız uçuşlarını yapıp fularlarını taktıkları günlerde, ben valizimi toplayıp, gözlerim yaşlı, Tuzla'daki Piyade Okulu'nun yolunu tuttum. 

Buradan sonrasını uzatmayacağım, yaşadığım haksızlık ve yeni sınıfımı sevmemem yüzünden de ileriki dönemde izinden dönmeyerek mesleği bıraktım. Subayların 15 yıllık mecburi hizmeti doldurmadan istifa hakları yoktur ki burası başlına bir saçmalık, bir adaletsizlik, bir insan hakları ihlalidir. Bu konuda yazdığım iki yazı Cüneyt Özdemir'in Dipnot.tv'sinde uzun süre ayın yazısı olarak kaldı. Okumak isteyenler için Bir Subayın Feryadı ve bu yazının beğenilmesi üzerine içinde bulunduğum ruh halini anlatmamı istedikleri Bir Subayın Ruh Hali yazıları hala sitededir. O zamanki desteği için kendisine teşekkür ederim. Biz bunun haksızlığını devlete kabul ettiremesek de, birilerinin bu işin arkasında durup insanlara "Böyle şeyler de var!" demesi önemliydi!



İşte bugün vizyona girecek Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi gibi Umut Akdaş'ın aşırı acıklı hikayesi de böyle oldu. Ben asla havacılığa küsmedim. Havacılık aşkı çok başka bir şeydir, bunu yaşamayanın anlaması biraz zor. İstanbul yolunda trafik kilitlenmişken Güvercinlik'ten bir AB-206 ile kalkmak, o özgürlük hissi, o heyecan kelimelerle anlatılmaz ki! Ben bu adaletsizlikler yüzünden mesleği bırakırken hayatımın 3 yılını kaybettim, bir sürü saçma sapan kağıt kuydat işi, tazminatı da cabası...Bana bunları yaşatanlara bir çift söz söylemeyi çok isterim! Dünya küçük, kiminle nerede, ne zaman, ne şartlarda karşılacağımız belli olmaz...Tek tesellim gerçekten çok sevdiğim ve bu işi severek yapacağına inandığım bir kaç dostumun hayallerine kavuşabilmiş olması. En azından onlar sayesinde güncel haberleri alabiliyorum, uçmasam da uçmuş kadar oluyorum. Şuanda sivil havacılık kurslarına bakıyorum ama helikopter için ATPL veren bir kurs yok, yurt dışında alsanız da ülkemizde genç helikopter pilotu olarak iş bulmanız, emekli kara havacıların tekelinde olduğu için oldukça zor, hatta imkansız...Tek seçenek havayolu pilotluğu olarak görülüyor...Aslında bu yazıda anlatılacak o kadar çok şey, eleştirilecek o kadar çok konu var ki, hepsini yazsam kitap olur!


Ben küçük Kiwi'nin videosunu ne zaman izlesem hem hüzünlenir, hem de uçma aşkına bir kez daha hayran olurum. Belki benim içimde de bir ufak Kiwi olmasındandır, bilinmez...Bunları neden mi yazdım? Çünkü burası Yasaksız Hava Sahası ve kimse benim hayallerime gem vuramaz! Benim havacılıkla olan ilişkim bitti sanıyorsanız da beni hiç tanımamışsınız demektir... ;)

9 yorum:

  1. Başaracağına ben çogacayip inanıyorum ve Umut; bi'gün bunları ve başarı hikayeni kitap olarak raflarda sergilemelisin. ehe :)

    YanıtlaSil
  2. Haha eğer başarırsam ayaklarım pek yere değmeyebilir, o şartlarda kitap yazmak da zor olabilir sanki? :)

    YanıtlaSil
  3. A aaa! Bak o doğru işte! ehueheu Ozman sen başar da okumasak da olur biz ehuehue :)Ama aklının bi' köşesinde bulunsun :)Yaşlandığında bari yaz eheh {İlla kitap yazdıracak böyle}

    YanıtlaSil
  4. ben bu kadar doğru ve dürüst özgeçmiş yapabilen birisini tanımadım hayatımda. seni alnından öperim ve tanışmak isterim. Sonsuza kadar da senin gibi delikanlı bir adamla dost kalmak isterim.

    YanıtlaSil
  5. @Coşkun Kokucin,
    En az yazım kadar samimi iltifatın için teşekkür ederim. Havacılık tutkusunu ancak bu sevdaya sahip olanlar anlayabilir, bu yazıda bu hisleri yaşadığına göre benzer bir sevda içindeyiz demektir. Ben İzmir'de yaşıyorum, yolun düşerse bir kahve içeriz ;)

    YanıtlaSil
  6. Çoskun Kokucin hayatım boyunca gördüğüm en büyük sahtekar üçkağıtçı şerefsiz adamın tekidir dikkat etmeni tavsiye ederim

    YanıtlaSil
  7. Doğrudur havacılık camiası içinde olup da tokatçı olduğunu duymayan kalmamıştır herhalde. Herkesi uçuş okullarına yazdırır(!) Önce ufak, sonra büyük paralar ister. Bazılarına göre Lufthansa'da A380 pilotudur ama Singapore Airlines'ta kiralık çalışmaktadır vs vs yalanlar yalanlar...

    YanıtlaSil